Günlük | : | 83 |
Haftalık | : | 849 |
Aylık | : | 4975 |
Toplam | : | 384061 |
Yakın dönemde konusu Antakya olan ya da Antakya’da çekilen çok sayıda dizi filmi izledik. O filmlerden hiç birisi beni en son çekilen ve adı; “İki İyi Çocuk” olan sinema filmi kadar heyecanlandırmadı. Aksine o dizilerin çoğunda gerçek Antakya yoktu. İşlenmeye çalışılan hoşgörü teması bile oldukça yapay ve yavandı. Şehrin tarihi dokusunu, zengin kültürünü yansıtmaktan çok uzaktı o diziler. Hatta izlerken öfkelendiğimi z anlar dahi oluyordu. Yalan yanlış kurgularla; her türlü entrikanın kol gezdiği köhne bir kent tasviri yapılıyordu.
Yönetmenliğini hemşehrimiz Mehmet Demir Yılmaz’ın yaptığı ve Antakya’nın sevilen tiyatro sanatçısı Mesut Kurt’un da rol aldığı İki İyi Çocuk filmini yukarıda saydığım endişelerden dolayı daha çok merak ediyor ve bir an önce izlemek istiyordum.
Film gösterime gireli iki hafta olmuştu. Ha bugün ha yarın derken nihayet dün akşam izleme fırsatı buldum. Tek kelimeyle mükemmel bir filmdi. Hatta izlerken eleştirel gözle tüm ayrıntılara dikkat ederek acabalarla, kuşkularla izledim. Elbette bir sinema eleştirmeni değilim. Sadece izlerken bende uyandırdığı duygulardan hareketle; iyi, kötü ya da fena değil diyebilecek kadardır yapacağım değerlendirme.
Sinemadan gelir gelmez, sıcağı sıcağına yazıyorum; baştan sona çok iyi bir filimdi. Konusu bizdik çünkü. Antakyalı komiser Murat’tı filmin kahramanı. O ki; bu şehrin gülü, her Antakyalının karşılıksız sevdiği iyi çocuk. Yaşı 40’a merdiven dayasa da o hala çocuk.
Ve Antekeli Mesut; içimizden biri, söylediklerine gülüp geçtiğimiz, gerçek değerini bilemediğimiz usta bir sanatçı. Umarım bu filmde gösterdiği performansın ardından değeri daha da iyi anlaşılır.
Şairimiz Ali Yüce ve bestekârımız Muhammet Hariri’nin hatırlanması da büyük bir vefa örneğiydi. Keşke Cemil Meriç’te olsaydı.
Özetle; İki İyi Çocuk, çok iyiydi çook…